22 Ocak 2011 Cumartesi

MOTOR GELİŞİM








Motor gelişim yakalama, yürüme, zıplama ve dengede durma gibi yeteneklerin kazanılması gibi tanımlanabilir.(1)
 Diğer bir ifadeyle motor gelişim hareket ile ilgili gelişim anlamına gelir. Çocuklarda motor gelişim, kaba motor ve ince motor gelişim olmak üzere ikiye ayrılabilir. Kaba motor gelişim,yürüme,atlama,zıplama,koşma,tırmanma için gerekli olan vücudun büyük kaslarındaki gelişim,koordinasyon ve bu etkinlikleri yapmak için gerekli olan vücut dengesini içerir.ince motor gelişim ise yazı yazmak,objeleri kavramak gibi el ve parmakları kullanabilme becerileri ve el-göz koordinasyonunu kapsar.
Çocuklar motor gelişim ile ilgili becerilerin tümünü okula başlamadan kazanır. Bu alandaki gelişim altı yaşından sonra iyice yavaşlayıp azalmaktadır.(2)
Bu yaştan sonraki yıllarda gösterilen çabalar daha çok ilk yaşlarda kazanılan bu becerileri geliştirmeye yardımcı olacaktır. Bu nedenle, özellikle bedenin yeterince esnek olmasını gerektiren bazı motor etkinliklere küçük yaşlarda başlanmalıdır. Örneğin, atletizm, bale, güreş vb. Motor gelişimde  alan becerilerin kazanılması hem bedenin yeterli olgunluğa ulaşmasına hemde öğrenmeye bağlıdır. Motor gelişim süreci özellikle ilk yıllarda kemik ve gelişimine, sinir sisteminin, özellikle beynin gelişip olgunlaşmasına bağlıdır. Örneğin, çevre tarafından ne kadar yürüme egzersizleri yaptırılırsa yaptırılsın bebek; ancak yürüme için gerekli olgunluğa ulaştığı zaman yürüyecektir. Yaptırılan araştırmalar ancak bir dereceye kadar yürümeyi hızlandıracaktır. Benzer şekilde, üç tekerlekli bisiklete binmek belirli bir sinir, kas olgunlaşmasını  gerektirmektedir.Hemen hemen iki yaşından önce çocuğun bu beceriyi gerçekleştirmesi olanaksızdır. Çocuk bu yaştan önce ne kadar eğitilirse eğitilsin , yeterli biyolojik fonksiyonlara  ve olgunlaşma düzeyine sahip olmadığı için bu eğitimden faydalanamayacaktır. Bu nedenle çocuk, bedensel açıdan yeterince olgunlaştığı , hazır bulunuşluk içinde bulunduğu dönemde o beceri ile ilgili egzersizler yaptırılmalı, deneme ve öğrenme imkanları sağlanmalıdır. Örneğin; üç tekerlekli bisikleti kullanabilmek için gerekli olan sinir kas olgunluğuna sahip olan bir çocuk ,  bisiklet  sürmek  için gerekli deneyimlerden yoksunsa,bir öğrenme yaşantısı geçirmemişse bisiklet kullanamayacaktır.
Çocukta hareket gelişimi ilk yıllarda olgunlaşmaya bağlı biyolojik bir süreç olduğu için, her çocuk motor gelişim ile ilgili aşamaları sırasıyla takip eder. Ancak farklı haftalarda yada aylarda farklı aşamalara ulaşılabilir. Örneğin, hiçbir çocuk oturma becerisini kazanmadan yürümeye başlamaz. Fakat bu becerileri farklı zamanlarda gösterebilir.Kimi çocuk on aylık olduğunda yürürken,kimi çocuk on beş aylıkken yürür.Çocukların ortalama on ikinci ayda yürüyor olmalarına rağmen,çocuğun on beşinci ayda yürümesi de kaygı verici bir durum değildir.Yaşa göre verilen bu gelişim özellikleri sadece bir ortalamadır.Çocuğunuz bu gelişim becerisini daha önce ya da daha sonra kazanabilir.Bu gecikme normal sınırları aşmadığı sürece endişelenecek bir durum yoktur.Yürüme örneğine dönersek,çocuk on beş-on altıncı aydan sonra hala yürümüyorsa,durumu değerlendirmek için bir uzmana başvurulmalıdır.
Bazı çocukların daha hızlı bazı çocukların daha yavaş gelişmesinin yanında, aynı çocuk da farklı alanlarda farklı gelişmeler gösterebilir. Kimi çocuk hem erken konuşur, hem erken yürür. Kimi çocuk ise erken konuşup geç yürüyebilir.Burada gelişimi sadece doğuştan getirilen biyolojik yapı belirlemediği için,öğrenme,eğitim olanakları,çevrenin etkileri de önem kazanmaktadır.
Çocuğa motor gelişimini desteklemek amacıyla her  şeyden önce serbestçe hareket edilebileceği, güvenli bir ortam hazırlanmalıdır. Çocuğun anlamsız gibi görülen hoplayıp zıplaması, koşması,takla atması vb. beden  etkinlikleri onun kaslarının gelişimine , güç ve esneklik kazanmasına yardımcı olmaktadır. Çoçuğun çevresi motor gelişimine yardımcı olacak nitelik ve çeşitte uyarıcılarla donatılmalıdır.
Uyanıklık halindeyken motor davranışa tonik boyun refleksi egemendir.
Gesell buna bütün aksiyon sisteminin gelişmesinde büyük önem verir. Çocuk sırtüstü yattığı zaman,genel olarak başı bir tarafa dönüktür,bir kolu uzanmıştır ve öteki kolu göğsün üst tarafına yakın,bükülmüş olarak durur.
Vücudun bu simetrik olmayan biçimi , çocuk yaklaşık olarak 16 hafta olmadan önce simetrik hale dönüşmez.
Çocukta ilk 18-24 ay içinde görülen temel değişimleri açıklayabilmek için olgunlaşma(maturation)kavramına değinmek gerekir . Olgunluk tüm bebeklerde görülen biyolojik değişimler sonucu gerçekleşen bir olgudur . Bu değişimler belirli çevresel koşullar içinde birtakım fizyolojik fonksiyonların gerçekleşmesini sağlar.
Çocuğun oturması , emeklemesi , ayakta durabilmesi gelişiminde olgunlaşmanın önemini ortaya koymaktadır.
Çocuklarda ilk iki yıl üzerinde yaptığı yoğun çalışmalar sonucu Mary  Shirly , motor becerilerin kazanılmasında bazı ortalama değerlere  varmıştır .
 Bu bulguların genel gelişim ilkeleri doğrultusunda bulunduğu , çocuğun ilk kazandığı yeteneğin başını kaldırmak olduğu,bunun ardından el ve kollarını kullanabildiği,nihayet ayak ve bacaklarını kullanmaya başladığı görülmüştür.
Shirley’e göre:çocukta aylar itibariyle motor beceriler şu gelişimi gösterir(3) 
v  0 aylık : Fötal davranışlar
v  1 aylık : Çenesini  kaldırabilir
v  2 aylık : Göğsünü kaldırabilir
v  3 aylık : Objeye ulaşabilir ve onu kaybedebilir.
v  4 aylık :  Destekle oturabilir.
v  5 aylık : Kucakta oturabilir, bir objeyi yakalayabilir.
v  6 aylık : Bebek, iskemlesinde oturup asılı duran (sallanan) objeyi yakalayabilir.
v  7 aylık: Tek başına oturabilir.
v  8 aylık: Yardımla ayağa kalkabilir.
v  9 aylık : Eşyaya tutunmak suretiyle ayakta durabilir.
v  10 aylık : Emekleyebilir.
v  11 aylık : Elinden tutulduğunda yürüyebilir.
v  12 aylık : Ayağa kalkmak için eşyayı çekebilir.
v  13 aylık :  Merdivenleri tırmanabilir.
v  14 aylık : Tek başına ayakta durabilir.
v  15 aylık :  Tek başına yürüyebilir.
                                                                                                                               KAYNAKÇALAR
(1)Morris,C.G. (2002). Psikolojiyi Anlamak(Psikolojiye Giriş)(Çev. Editörleri, H. Belgin Ayvaşık, ve Melike Sayıl), Türk Psikologlar Derneği Yayınları 1.  Basım, Ankara.
(2)fişek, G. O. Ve Yıldırım, S. M. (1983). Çocuk Gelişimi. İstanbul , Milli Eğitim Basımevi.

8 Ocak 2011 Cumartesi

Utanma Duygusu (Ruh Sağlığı / Psikoloji)

 

Larousse'a göre, cinsel bir anlam taşıyan şeylere karşı duyulan endişe ve korku duygusudur. Fakat utanma duygusu çoğunlukla cinsel bir anlam taşımayan gizlilik, ihtiyatlılık ve edeplilik duygularını da içerir.
Larousse'a göre, cinsel bir anlam taşıyan şeylere karşı duyulan endişe ve korku duygusudur. Fakat utanma duygusu çoğunlukla cinsel bir anlam taşımayan gizlilik, ihtiyatlılık ve edeplilik duygularını da içerir.

ünlü cinsel bilim adamı Havelöck Ellis 1907 yılında cinsel içgüdü ve utanma duygularının işleyin! anlatan bir yazı dizisi yayımlamıştı. Daha sonra Max Scheler Ellis'in, hayvanlarda da utanma duygusunun var olduğu yolundaki düşüncelerini çürüttü ve utanmanın yalnız insana özgü bir duygu olduğunu ortaya koydu.

İnsan olmayan hiç bir canlı utanç duymaz, tüm tehlikelere karşı insana özgü değerler taşıyan korunma ve karşı koyma iç güdülerini bilemez. Utanma duygusu incelenirken gövdesel ve ruhsal utanma duygularının birbirinden ayrılması gerekir. Normal gelişme durumunda olan canlılarda cinsel utanma duygusu ilk çocukluk yıllarında uyanır.
Cinsel utanma duygusunun üç işleyiş şekli vardır:

— Cinsel içgüdülerin oluşmasında, libido'nun düzenlenmesinde önemli bir rol oynar, kişiyi özcinsellikten kurtarır ve eş seçimi için gerekli bir öğedir.

— Cinsel içgüdülerin doyurulmasını kişinin olgunlaştığı döneme kadar geciktirir yani diğer bir anlatımla bilinçli aşkın kaynağını meydana getirir.

— Cinsel utanma duygusu —cinsel içgüdülerin şekillenmesinden sonra— cinsel birleşmeyi bir gerçek amaç olarak gören fahişeliği, düşüncenin cinsel organlara ve konulara saplanmasını önler. Kişiyi bir oranda içgüdü zayıflıklarından korur.


Kişinin utanma duygusu, içinde bulunduğu toplumun değer ölçülerine göre şekillenir.